FORTIGEL® ve Superoxide Dismutase (SOD) ile İlgili Bilgiler**
**FORTIGEL®: Eklem Sağlığını Destekleyen Yenilikçi Kolajen**
FORTIGEL®, eklem kıkırdağının yenilenmesini destekleyen patentli bir **Tip II kolajen** bileşenidir. Günümüzde her dört kişiden biri eklem sorunları yaşamaktadır ve bu oran giderek artmaktadır. Eklem sorunlarının başlıca nedenleri yaşlanma, aşırı egzersiz ve eklemlerde meydana gelen stres nedeniyle kıkırdak dokusunun aşınmasıdır. Ancak, **FORTIGEL®**, bu sorunlara çözüm sunan bir takviye olarak öne çıkmaktadır.
FORTIGEL®, kıkırdak dokusunun yaklaşık %70’ini oluşturan kollajen proteinini içerir. Kolajen peptitlerinin optimize edilmiş formülü, eklem rahatsızlıklarını hafifletmeye ve eklemlerin pürüzsüz ve hareketli kalmasına yardımcı olabilir. Bilimsel araştırmalar, FORTIGEL®’in bağırsaklarda emildikten sonra kıkırdakta biriktiğini ve kıkırdak dokusunun büyümesini destekleyerek eklem sağlığını iyileştirdiğini göstermiştir. FORTIGEL®, fiziksel aktiviteyi destekleyerek yaşam kalitesini artırabilir.
Superoxide Dismutase (SOD): Anahtar Antioksidan Enzim
Superoxide Dismutase (SOD), vücutta doğal olarak bulunan ve serbest radikallerle savaşan önemli bir antioksidan metallo-enzimdir. SOD, hücre zarlarının içinde ve dışında bulunarak oksidatif stresin önlenmesinde kritik bir rol oynar. Özellikle mitokondride bulunan SOD, serbest radikal üretiminin %90’ından sorumlu olan bir enzimi temsil eder.
Modern Yaşam Tarzları ve SOD Tüketimi:
Modern yaşamın etkileri, UV ışınları, sigara, alkol, kirlilik, ağır egzersiz ve zihinsel stres gibi faktörler, aşırı serbest radikal üretimine yol açar. Bu durum, endojen antioksidan savunmamızda, özellikle de SOD’de, fizyolojik değişikliklere neden olabilir. Bilimsel çalışmalar, bu stres faktörlerine günlük maruz kalmanın, düşük SOD seviyeleri ve aşırı serbest radikal üretimi ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur.
Düşük SOD Seviyeleri ve Sağlık Sorunları:
Her hücre, serbest radikal hasarlarına ve oksidatif strese maruz kalır. Düşük SOD seviyeleri, hücrelerde geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir ve bu durum, lipit membran peroksidasyonu, mitokondri hasarları, protein oksidasyonları ve DNA değişiklikleri gibi bozukluklara neden olabilir. Yaşlanma ile birlikte, doğal antioksidan savunmamız olan SOD, oksidatif strese karşı aşırı yüklenir ve hücresel oksidatif hasarı hızlandırabilir.